Sel, Heyelan ve Çığ için Risk Yönetimi

  • Oluşturulma Tarihi : 2020-11-11 23:32:54
  • Son Güncelleme: 2020-11-11 23:52:36
  • Yazar/Hazırlayan: Mikdat KADIOĞLU
  • Yükleyen: Ersoy İnce
  • Doküman No: 395392
  •    467
  •    7
  •    1
  •    0
  •    https://isg.email/X7P8kp

Temel yaklaşımdaki bu değişim küresel iklim değişimine bağlı olarak artan sel, heyelan ve çığların tahminindeki belirsizliklere de yansıyacaktır. Bu afetlere karşı korunma önlemlerini artırma, alt yapı ve toplumu bu afetlere karşı güçlendirmeye devam etmek iklim değişimi ve sosyo ekonomik gelişmelerin arttığı bir dönemde daha zor olacaktır. Bütün bu nedenlerden dolayı bu makale, algılama ve afet yönetimi için bütünleşik afet risk yönetimi yaklaşımlarının geliştirilmesi aracılığıyla sel, heyelan ve çığ tehlikelerine ve bunların riskine kısa bir bakış içermektedir. Bu kapsamda sel, heyelan ve çığlar için yapılması gereken risk yönetimi çalışmaları ana hatları ile ele alınmıştır. 


Türkiye’de bir selin neden olduğu ve olacağı ekonomik kayıp, gelişmiş ülkelerdeki gibi, yeterli sayıda meteoroloji mühendisinin istihdamından, bilimsel çalışmaların yapılmasından ve gerekli tedbirlerin alınmasından, çok daha fazladır. Bunun için öncelikle aşağıdaki soruların yanıtı aranmalıdır:

* Geçmişteki sellerden ne tür dersler alındı? 

* Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi nehirlerimizde erken uyarı sistemleri kurulu mu?

* Toprağın durumunu, yağmış ve yağacak olan yağışın miktarlarını belirleyip tahmin eden ve nehir sularındaki yükselmeyi bir bütün içinde sürekli olarak takip edip sel ihbarlarını günler öncesi yapacak şekilde donatılmış ve görevlendirilmiş bir kamu kurum veya kuruluşumuz var mı?

* Dünya’da bizden başka, yağan yağışı bir kamu kurumu, akışa geçen yağışı ise başka bir kamu kurumu ölçen kaç ülke var? 

* Nehir, dere yatakları ve göl kıyıları ülkemizde hala imara ve yerleşime açık mı, değil mi? 

* Ülkemizde kaç tane nehir veya dere doğal yatakları içinde akabiliyor? Şehirlerde yağmur suyunu tahliye edebilecek alt yapı var mı? 

* Selden önce, sel anı ve selden sonra halkın ne yapacağına dair eğitici bir broşür var mı? 

* Ders kitaplarında meteoroloji ve meteorolojik afetler ile ilgili doğru ve yeterli bilgi var mı? 

* Türkiye’de kaç çiftçi ve işyeri sahibi sel, dolu, don vb. meteorolojik afetlere karşı sigortalı? 

* Özel ve resmi yerel TV ve Radyo'ların bir merkeze bağlı olarak "Afet Anında Zorunlu Yayın" yapmaları mümkün müdür?

* Radyo ve TV’lerimizde hava durumunu kimler, nasıl ve kaç dakika içinde sunuyor? 

* Kamu kurum ve kuruluşlarında kaç tane meteoroloji mühendisi çalışabiliyor? 

* Devletin “meteoroloji mühendisi” diye bir kadrosu var mı…? 


Türkiye orta enlemlerde sel, heyelan ve çığ tehlikesine açık bir ülkedir. Fakat daha çok kriz merkezleri, kriz masaları, vb. gibi afet sonrasına yönelik kriz yönetimi ile bu afetler ile mücadele etmeye çalışmaktadır. Sonuç olarak Türkiye'de meteoroloji karakterli veya hidrometeorolojik olaylar sık sık birer afete, dönüşerek gelişmiş ülkelere nazaran çok daha fazla insan ve ekonomik kayıplara neden olması ile birlikte, geçerli çözümler de geliştirilememektedir. Bu nedenle, modern afet yönetimi sistemi dâhilinde, sel, heyelan ve çığ için Kayıp ve Zarar Azaltma, Hazırlık, Tahmin ve Erken Uyarı, Afetler ve Etki Analizi gibi afet öncesi korumaya yönelik olan çalışmalara öncelik vermeliyiz. Diğer bir değişle, sel, heyelan ve çığ ile mücadelede Türkiye risk yönetimine geçmelidir.   


Ülkemizde de eskiden, örneğin, yağan yağmur ve erimiş kar akımları su toplama alanlarına herhangi bir müdahale ve afete neden olmaksızın serbestçe akıp gidebiliyordu. Günümüzde ise, çoğalan nüfusun, çarpık sanayileşme ve şehirleşmenin ve kırsal kesimdeki bilinçsiz yerleşimin sonucu olarak aşırı yağış, çığ, heyelan vb. doğa olaylarına daha fazla maruz kalmaktayız. Maalesef ÇED raporlarına meteorolojik bilgiler birer dolgu malzemesi olarak konulmakta, bu konunda meteorolojik etütler ve yorumlar uzmanlarınca yapılmamaktadır.