Yüksekten Düşme Kazaları Üzerine Risk Değerlendirmesi

  • Oluşturulma Tarihi : 2019-05-21 19:18:08
  • Son Güncelleme: 2019-06-21 23:12:04
  • Yazar/Hazırlayan: Belirtilmemiş
  • Yükleyen: Burak Tuna
  • Doküman No: 026488
  •    1475
  •    222
  •    1
  •    4
  •    https://isg.email/X9RnsX

İnsansız, ilişkisiz bir çalışma yaşamı ve ortamı düşünülemez. Diğer alanlarda olduğu gibi İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) problemlerinin de tasfiyesi ve problem olmaktan çıkarılması, gene insan faktörü kullanılarak sağlanabilir. Ama pratikliği, kolaycılığı seven akıl sahibi bir varlık olan insan; neyi, nasıl, niçin, ne şekilde yapacağı konusunda eğitilmedikçe problemlerin ortadan kaldırılması mümkün olmayacaktır. Hemen her kazada mutlaka insana bağlı bir hatanın yer aldığı görülmektedir. Nitekim bu araştırmada yapılan analizler neticesinde çalışanların eğitimiyle ilgili sebepler, yüksekten düşme şeklinde yaşanan kazalarda birinci derecede öneme sahip sebepler olarak tespit edilmiştir. Bir problemin çözümü, o problemin varlığını kabul şuuruyla başlar. İş kazaları söz konusu olunca, ortaya çıkabilecek tehlikeler, öncelik ve etki derecelerine göre tasnif edilmeli, öncelikle bu tespitler çalışanlara, hatta her vatandaşın bir çalışanın velisi ya da hamisi olduğu düşünülerek, her vatandaşa kalıcı bir şekilde telkin edilmesi gerekir. Ne yaptığını, niçin yaptığını ve nasıl yapması gerektiğini fark eden bir insan, doğabilecek olumsuzluklara karşı kolaylıkla eğitilebilir. Bir problemin varlığından habersiz olan bireyin, o problemle karşılaşması durumunda en kötü sonuçlara uğraması kaçınılmazdır. Yapılan her türlü iş sağlığı ve güvenliği inceleme, değerlendirme ve geliştirme faaliyeti; bu faaliyet çıktılarının çalışma hayatında uygulanacağı, kabul göreceği ve benimseneceği fikriyle gerçekleştirilir. İş sağlığı ve güvenliği alanında yapılmakta olan çalışmalar neticesinde ideal güvenlik kültürü oluşturulması ve iş kazalarının bir anda sıfıra indirilmesi beklenemez. Bu süreç teknolojik, sistemsel ve kültürel iyileşme merhalelerinden oluşur. Güvenlik kültürü; güvenlikle ilgili kültürel bileşenler (tavır, tutum, değer yargıları), organizasyonel yapı ve süreçten müteşekkildir. Bu kültürün oluşturulabilmesi, birbiriyle sürekli etkileşim halinde olan bu üçlü yapının akademik çalışmalar yapılarak araştırılması ile mümkün kılınabilir. Bu çerçevede yapılan risk değerlendirme çalışmalarının da kaza sayılarını önemli ölçüde azalttığı ve kişilerin güvenlik algısını olumlu etkilediği bilinmektedir. Çözümün aşamaları; konuyla ilgili verilerin toplanması, verilerin değerlendirilmesi, çözüm önerilerinin geliştirilmesi, çözüm yoluna karar verilmesi, çözümün uygulanması ve yeniden veriler toplanarak aşamaların en iyiye ulaşıncaya kadar tekrar edilmesidir.

Çalışmada mevzu bahis ilk üç aşama gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmada; İŞKUR (Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü) arşivlerinden yüksekten düşme şeklinde gerçekleşen, çoğu inşaat sektöründe ve ölümle sonuçlanmış olan, toplan 100 tane kazaya ait müfettiş rapor örneği elde edilmiştir. Elde edilen bu raporlar; kazanın meydana geldiği sektör, gün, ay, mevsim, kazazedenin yaşı ve düşülen irtifa ile kaza sebepleri verilerini içeren tablolar haline getirilmiştir. Kaza sebeplerine müdahalede öncelik belirleyebilmek için kullanılan bu tablolarla; her bir sebebin tüm kazalarda ne sıklıkta gözlendiğinin, önem derecelerinin ve sahip oldukları risk puanlarının sıralaması yapılmıştır. Ayrıca kaza verilerinin birbirleri ile anlamlı ilişkilerinin olup olmadığına yönelik bir istatistik paket program analizi gerçekleştirilmiştir. Yapılan bu değerlendirmeler neticesinde elde edilen bulgular, tartışma bölümünde literatür kaynaklar ile karşılaştırılarak benzer ve farklı bulgular ortaya konmuştur. Sonuç olarak kazalara etkin bir şekilde müdahale edilebilmesi açısından kaza sebepleri sıklık, önem ve risk puanı derecelerine göre lineer olarak sıralanmış ve istatistikî analizlerin yorumlaması yapılmıştır. Tülü, M., “İş sağlığı ve güvenliği konusu, akademik düzeyde yapılan her türlü çalışmanın ve mevzuatın ötesinde, uygulanabilirliği olmadığı sürece yalnızca istatistiklerde, yapılması gereken bir ödev ve çözülmesi gereken bir problem olarak gündemde kalmaya devam edecektir.” ifadesiyle, uygulamaya yönelik çözümlerin de üretilmesi gereğini vurgulamaktadır. Bu amaçla tezin sonuç aşamasında; elde edilen verilere dayanarak çeşitli öneriler sunulmaktadır.